ELEKTRONİK TEBLİGAT İLE KAYITLI ELEKTRONİK POSTA SİSTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

16
Nisan

ELEKTRONİK TEBLİGAT İLE KAYITLI ELEKTRONİK POSTA SİSTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Blog
ELEKTRONİK TEBLİGAT İLE KAYITLI ELEKTRONİK POSTA SİSTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Haberleşme, tarihinin ilk anlarından başlayarak günümüze kadar uzanan serüvende insanların en vazgeçilmez ihtiyaçlarından birisi olmuştur. İnsanın konuşmayı öğrenmesi bu konuda atılan ilk önemli adımdır. Çünkü insanlar konuşma sayesinde başka insanların bilgilerinden, deneyimlerinden yararlanabilme olanağına kavuşmuşlardır. Bu nokta, genel olarak kültürel gelişme için önemli olduğu gibi, özel olarak da haberleşmenin gelişmesinde önemli bir aşama olmuştur.

Yeryüzünde yaşamlarının çok uzun bir dönemini göçebe olarak, yiyecek toplamakla geçiren ilk insanlar için zorunlu ve önemli haberler, av hayvanlarıyla ilgili olanlardı. Bu insanlar yaşamlarını sürdürebilmek için beslenmeyle ilgili haberlere muhtaçtı. Gruplaşmalar başlayınca öteki grupların hareketlerini izleme ihtiyacı doğdu. Dost veya düşman ava ortak olabilecek başka grupların hareketlerini izlemek önem kazanmaya başladı.[1]

İnsanların bu varlığının kabul edile geliş sürecinden bu yana ateş yakmak, ıslık, düdük ya da davul çalmak, kuşlardan faydalanmak, hatta akarsuda yol alan bir şişe içerisine kâğıt koymaya kadar varılabilecek en ilkel tekniklerden yararlanmaya çalışmıştır. Bu ilkel araçlardan tutun uzayda olduğuna inanılan diğer yaşam formlarına “Merhaba” demek için geliştirilen modern uydulara kadar her iletişim şekli, yine de kendi içerisinde ve bunları kullananlar arasında çözümlenmeyi mümkün kılacak şekilde belli kurallar barındırmak suretiyle tertiplenmiş ve kullanılmıştır.

Madden ölümsüzlüğün sırlarına halen vakıf olamayan insan, manen sonsuz olmanın sırrına yazının bulunması ile ulaşabilmiştir. Nice çeşitli işaret ve sesler ya da mağara duvarlarına çizilen basit resimler ile iletişim yeteneği geliştiren insanlar, kullandıkları aletlerin gelişimine bağlı olarak kurdukları iletişim içeriklerini bir yerden başka bir yere ve hatta gelecek nesillere taşıyabilmek adına yazıyı icat etmiştir. İlk başta mağaralara, kayalara kazınan şekillerle başlayan bu süreç, zamanla taş tabletlere indirgenmiştir. Gittiği yerdeki kültürden etkilenen insanlar başka yerlerden edindikleri bilgi ve teknoloji sayesinde çivit yazısını, uzayan şekillerden alfabeye indirgemiş ve yazıyı dağlardan taşlardan sökerek cebine girecek boyutlara getirmeyi başarmıştır.

Yazı artık sadece ifade etme niteliğinden sıyrılmış, bilgiyi içinde barındıran, bunu ayrıca taşınabilir ve aktarılabilir hale de gelmiştir. Niteliği itibariyle bir yerden başka bir yere iletilebilmesi oldukça önem kazanınca da insanlar arasındaki iletişimin belki de en önemli adımı olan postacılığın kaderi ortaya çıkmıştır. Yazının icadından bu yana bilgi insana bedenine bağlı fiziksel bir gücün harcanmasına bağlı olarak iletime mazhardı. Günümüz anlamında ise yazı ile ifade edilen bilgi, sadece yazı şeklinde gözle görülebilir nitelikteki defterlere ya da parşömenlere değil, aynı zamanda binlerce ansiklopedik bilgiyi barındıracak şekilde bir toplu iğnenin ucu büyüklüğündeki elektronik depolama ortamlarına sığdırılabilmekte olup; sadece depolamaya değil, depolanmış elektronik bilgiyi çözmeye yarayan dünyanın iki ayrı ucundaki bilgisayarlar arasında elektronik yollarla iletilebilir hale gelmiştir.

Günümüzde eşya taşımacılığından ibaret kargoculuk kurumlarına dönen postacılık kurumu, önemli evrakların bir yerden bir yere ulaştırılması hususundaki yerini bilgisayar sistemlerine bırakmaya başlamıştır. Önemli evrakların bugün büyük bir çoğunluğunu resmi kamu kurum ve kuruluşların çıkardıkları tebligatlar oluşturmaktadır. Bu tezin temel konusunu; internet altyapısı kullanılarak bilgisayar üzerinden yapılan tebligatların (e-tebligat) kamuda ve özel sektörlerde kullanımını yüzeysel, yeni bir uygulama alanı olan “Kayıtlı Elektronik Posta” yöntemiyle yapılan tebligatların ise iş hukuku açısından daha kapsamlı olarak ele alınması ve her halde bu ikisinin karşılaştırılması ile ilgilidir.

1. TEBLİGAT

Tebligat, kendisine hukukî sonuçlar bağlanmış olan, muhatabı olan kimseleri bir takım hukukî sorumluluklar, yükümlülükler ve yaptırımlar ile karşı karşıya bırakan bildirimler olarak tanımlanabilir.[2]

Hukuken tebligat, belirli hukukî işlemlerin bunların hukukî sonuçlarından etkilenmesi amaçlanan ilgili kimselere yetkili makam tarafından veya yetkili makam aracılığıyla kanunî şekilde bildirilen ve bu bildirimin muhatabına ulaşmış bulunduğunu veya ulaşmış sayılabilmesi için gerekli kanuni koşulların yerine getirildiğini belgeleyen bir hukukî işlem olarak nitelendirilebilir.[3]

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun, 23.11.2011 tarihli bir kararında, tebligat, "yetkili makamlar tarafından bir takım hukuki işlemlerin, bunların hukuki sonuçlarından etkilenmesi amaçlanan kimselere kanuna uygun biçimde bildirimi ve bu bildiriminde usule uygun şekilde yapıldığının belgelendirilmesi” olarak tanımlanmaktadır.[4]

Yukarıdaki tanımlardan da anlaşılabileceği üzere her tebligat, kendisine ulaştırılan evrak veya bağlı içeriğinden ötürü kişiye bir hukuki sonuç ve sorumluluk yüklenmektedir. Burada bu sorumluluk kanunlardan doğmakta ve bunun kişiye bildirim ile yüklenmesi yetkili makamlar tarafından yerine getirilebilmektedir. Bu yetkili makamlar 7201 sayılı Tebligat Kanununun 1. maddesinde genel başlıklar altında belirtilmiştir:

Madde 1 – (Değişik: 11/1/2011-6099/1 md.) Kazaî merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile vakıf yükseköğretim kurumları, il özel idareleri, belediyeler, köy hükmî şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.

Madde metninden de rahatça görülebileceği üzere tebligat ancak ve ancak kamu kurum ve kuruluşları tarafından çıkarılabilmektedir. Ancak konumuzun daha kapsamlı kısmını madde içerisinde geçen “ elektronik ortam” ifadesi oluşturmaktadır.

A. Elektronik Tebligat

Elektronik Tebligat (e-tebligat), Tebligat Kanunu'nda belirlenen tebligat çıkarmaya yetkili merciler tarafından elektronik ortamda hazırlanan tebligatların e-Tebligat Yönetmeliğine uygun olarak değiştirilemez ve inkar edilemez bir şekilde Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi(UETS) yoluyla alıcılarına iletilmesidir.[5]

Bu tanım Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi’nin resmi sitesinden alınmış olup; tanım doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na 6099 sayılı Kanun ile ilave edilen 7/A maddesi ve sonrasında tertip edilen Elektronik Tebligat Yönetmeliğine atıf yapılarak oluşturulmuştur. E-tebligat çıkarmaya yetkili merciler yukarıda belirtildiği üzere Tebligat Kanununda sayılarak belirtilmiştir. Bu sebepten ötürü UETS’nin aşağıda belirteceğimiz Kayıtlı Elektronik Posta (KEP)’dan bir takım noktalarda keskin ayrımlarının olduğu görülebilir.

E-Tebligat sistemine, Kamu Kurum ve Kuruluşları ile tüzel ve özel tüm kişiler üye olabilecektir. Bu sistemde Tebligat Kanunu’nda tebliğ çıkarmaya yetkili kılınan merciler elektronik tebligat gönderebilecek olup, muhataplar elektronik tebligat alabileceklerdir. Bu düzenlemelere göre, aşağıdaki belirtilen muhataplar artık elektronik tebligatların zorunlu alıcıları olup, alacakları tebligatların bu yolla yapılmak zorunda oldukları belirtilmiştir:

1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi v e Kontrol Kanununa ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar. 2. 5018 sayılı Kanunda tanımlanan mahallî idareler.

3. Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan fonlar ve kefalet sandıkları. 4. Kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri. 5. Sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklar. 6. Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları. 7. Kanunla kurulanlar da dahil olmak üzere tüm özel hukuk tüzel kişileri. 8. Noterler. 9. Baro levhasına yazılı avukatlar. 10. Sicile kayıtlı arabulucular ve bilirkişiler. 11. İdareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini veya sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıkları; adli ve idari yargı mercileri, icra müdürlükleri veya hakemler nezdinde vekil sıfatıyla temsile yetkili olan kişilerin bağlı bulunduğu birim.

Yukarıda tek tek sayılanların dışında kalan tüzel veya gerçek kişilere, talep etmeleri hâlinde elektronik tebligat adresi verilir. Bu halde bu kişilere yapılacak tebligatların artık elektronik ortamda yapılması zorunlu hale gelmektedir.

Dikkate edilmesi gereken en önemli hususlardan birisi; yukarıdaki kişilerin kayıtlı elektronik posta adresine gönderimi yapılan tebligatın diğer eski usullerle yapılagelen tebligat şekilleri ile aynı hukuki nitelikte olduğu ve aynı kanıt niteliğini yüklendiğidir.

1. Hukuki Güvenlik İlkesi Ve E-Tebligat

Hukuk kurallarının sık sık değişmesi hukuki istikrar ve belirliliği yok ederken, bu değişikliklerin geçmişte tamamlanmış ve/veya kazanılmış haklara geriye dönük olarak uygulanması belirlilik ve istikrarın yanı sıra hukuki güvenliğin de zedelenmesine sebep olur. Değişiklik yapma hususunda sınırlamanın geldiği son nokta ise “hukuki güvenlik ilkesi”dir. Hukuki güvenlik ilkesi, hukuk kurallarında sık sık değişiklikler yapılarak hukuki istikrarı ve belirliliği yok eden kurallar ihdas edilmemesi, geriye yürüyen kuralların kazanılmış haklara dokunmadan bireylerin temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alması gerektiğini ifade eder.[6]

Hukuk ve teknoloji statik bilim dalları olmadıklarından her ikisinin de bağlı oldukları kuralların değişmez nitelikte olması beklenemez. Hukuk kuralları belirli bir tarihte yürürlüğe girer, belirli bir süre yürürlükte kalır ve nihayetinde belirli bir tarihte yürürlükten kalkarlar. Teknoloji de aynı şekilde ve hatta çok daha hızlı, neredeyse hiçbir kurala bağlı kalmaksızın kendisini yenilemektedir. Farklı zamanlarda, farklı sebeplerle hukuk kurallarının değişmesi gündeme gelebilir. Hukuk kurallarını değiştiren makamın, sınırsız bir değişiklik yapma yetkisi olamaz. Bu yetki, hukukun genel ilkeleri ile anayasal ve yasal ilkelerle sınırlandırılmış durumdadır. Zira hukuk kuralları değiştirilirken bir yandan toplumun yeni ihtiyaçlarının karşılanması, diğer taraftan değişiklik tarihine kadar var olan mevcut hukuki durumun ve oluşmuş istikrarın zedelenmemesi gerekir. Ancak teknolojide böyle bir makam söz konusu bulunmamakta ve biraz önce bahsettiğimiz ihtiyaçlara karşılık her daim hukukun önünde gittiği görülmektedir.

Bu husustaki en önemli örneğimiz gündelik hayatta ve iletişim için kullandığımız e-posta servislerinin aradan geçen çok uzun zamandan sonra resmi tebligat işlemlerine konu edilebilmiş olmasıdır. Doğası gereği teknoloji her zaman hukukun önünde olmaya devam edecektir. Hukuk olmayan bir teknolojiyi yaratabilecek güce sahip değildir. Ancak var olan bir teknolojiyi ise kural altında tutabilecektir.

Hukuki Güvenlik İlkesi açısından e-Tebligat bireylerin, içeriğinin sebep olacağı yasal netice dolayısıyla klasik posta yoluyla yapılan tebligatı almak konusunda çekinceye uğradığı bilinen bir gerçektir. Ancak bu durum, söz konusu tebligatların yasal olarak bir süreyle sınırlı olması ve bu süre bitiminde yasal bir sonuç doğurması sebebiyle büyük sorunlara yol açmaktadır. Bu nedenle, tebligatın muhatap olan bireylere zamanını geçirmeden yapılması ve söz konusu tebligatın içeriğinden haberdar olduklarından emin olunması büyük önem arz etmektedir. Buradan hareketle, muhatapların gerçekleştirilen işlemler neticesinde yasal müracaat haklarının bulunması, yasal güvenlik ilkesi açısından oldukça önemlidir.[7]

Hukuki güvenlik ilkesini açısından, bir tebligatta olması gereken alıcı ve gönderici teyidi, içerik ve belgelendirme teyidi ile tebligatın zaman açısından fonksiyonlarının yerine getirilmiş olduğunun ortaya konulabilmesi gerekmektedir.

2. E-Tebligat İle Gönderici Ve Alıcı Teyidi

E-tebligat, iletilme vakti ve iletildiği ortama bağımlı olmaksızın muhatabına ulaştırılması sağlanmakta ve hukuken kişinin elektronik postasına ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda tebligat işleminin yapıldığı kabul edilmektedir. Sistem yapısı gereği, elektronik tebligat adresine elektronik tebligat mesajı ulaştığı konusunda bilgilendirilmek isteyen muhataplara, ayrı bir elektronik posta adresi veya kısa mesaj alma özelliği olan bir telefon numarasını hesaplarında tanımlayıp ve doğrulamaları halinde gelen tebligat hususunda bilgilendirilmelerini de sağlayabilmektedir. Bu bilgiler güncellenebilmektedir. Ancak bu servis tarafından yapılan ikinci bilgilendirmelerin herhangi bir nedenle yapılamamış veya geç yapılmış olması, tebligatın geçerliliğine etkisi bulunmamaktadır. Tüm bu anlatılanlar değerlendirildiğinde, tebligata konu muhatapların vaktinde ve eksiksiz bir şekilde bilgilendirildikleri ve haklarını arama serbestîsi sağlayan uygun bir sistem olduğu kabul edilmelidir.

3. İçeriğinin Değişmediği Teyidi

Her elektronik tebligat mercii tarafından elektronik imza denilen, elektronik ortamda bulunan bir belgeye eklenerek imzalayanın kim olduğunu belirlemeye yarayan veri ile mühürlenmektedir. 5070 Sayılı Kanun uyarınca e-imza, ıslak imza ile eşdeğerdedir ve ancak E-imza sertifikası dağıtmaya yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından dağıtılan sertifikalar kullanılarak imzalama işlemi yapılabilmektedir. Belgelendirme İşlevi Yönünden e-Tebligat KEP adresi aracılığıyla gönderilen e-Tebligatın işleyişinde ortaya çıkan kayıtların tümü, emniyetli e-İmza ile imzalanarak zaman damgasıyla birlikte iletilmektedir ve e-imza ile mühürlenmiş bir belge içeriği bu haliyle değiştirilememektedir. Tebligatların ulaşılabilir bir biçimde 30 sene boyunca muhafaza edilmesi de sistemin hukuka da uygun bir şekilde işleyebildiğini göstermektedir. Kaldı ki eski sistem tebligat yöntemlerinin de kusursuz olmadığını biliyoruz. İnsan faktörünün hemen hiç olmadığı bu sistemde artık tebligat konusu teknik açıdan içtihatlara pek konu edilemeyecek gibi durmaktadır.

4. Gönderim Alım Zamanlarının Teyidi

E-tebligatın; tebligatı çıkaran merciden Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi (UETS) tarafından teslim alındığına, muhatabın elektronik tebligat adresine teslim edildiğine, okunduğuna ve usulen tebliğ edilmiş sayıldığına dair üretilen ve elektronik sertifika ile imzalanmış kayıtları PTT UETS tarafından saklanır. Bunlar delil niteliği taşır. Bu delillerin talep edilmesi durumunda tebligatı çıkaran merciin bilgisine sunulur. Söz konusu deliller PTT UETS’den alınabileceği gibi, kendisine yapılan e-tebligatın muhatabı da UETS internet sitesi arayüzünden erişilebilmektedir.

B. Kayıtlı Elektronik Posta (KEP)

Sistemin kullanımına ilişkin olarak düzenlemeler “Kayıtlı Elektronik Posta Sistemine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte” belirtilmiştir. Söz konusu yönetmeliğin 11. maddesinin birinci fıkrasında aşağıdaki hüküm yer almaktadır;

“KEP sistemi, bir elektronik iletinin tarafları veya muhatapları arasında KEP hesabı vasıtasıyla hukukî ve teknik güvenliğe sahip bir şekilde gönderilip alınmasını sağlamak ve güvenli iletişimde bulunmak gibi amaçlarla kullanılır”

KEP, kişiler arası resmi yazışmaların elektronik ortamda hukuka uygun şekilde ve teknolojik olarak güvenli ve hızlı bir şekilde yapılabilmesine imkân sağlayan bir dijital sistemdir. KEP sistemi kullanıcılara genel e-posta hizmetlerine ilave olarak e-postaların ilgili kişiye gönderilip gönderilmediğini, gönderilmişse ulaşıp ulaşmadığını, gönderilen e-postaya erişilip erişilmediği, e-postanın iletilme zamanının tespitini, içeriğin değişmediğinin garantisini ve buna bağlı hukuki bir geçerlilik oluşturmaktadır.

1. Kep Kullanım Alanları

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 18/3 maddesi;

“Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe veya sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbar, ihtarlar, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” demek suretiyle KEP’in kullanımının meşrulaştırıldığını hüküm altına almıştır.

Öte yandan TTK’nın “Beyanlar, Belgeler ve Senetler” başlıklı 1525. maddesinde hangi işlemlerin KEP’e konu olabileceği ifade edilmiştir;

“Tarafların açıkça anlaşmaları ve 18 inci maddenin üçüncü fıkrası saklı kalmak şartıyla, ihbarlar, ihtarlar, itirazlar ve benzeri beyanlar; fatura, teyit mektubu, iştirak taahhütnamesi, toplantı çağrıları ve bu hüküm uyarınca yapılan elektronik gönderme ve elektronik saklama sözleşmesi, elektronik ortamda düzenlenebilir, yollanabilir, itiraza uğrayabilir ve kabul edilmişse hüküm ifade eder.

Kayıtlı elektronik posta sistemine, bu sistemle yapılacak işlemler ile bunların sonuçlarına, kayıtlı posta adresine sahip gerçek kişilere, işletmelere ve şirketlere, kayıtlı elektronik posta hizmet sağlayıcılarının hak ve yükümlülüklerine, yetkilendirilmelerine ve denetlenmelerine ilişkin usul ve esaslar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından bir yönetmelikle düzenlenir. Yönetmelik bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren beş ay içinde yayımlanır.”

İlgili maddelerde sayılan bu işlemler eskiden sadece noterlerden, taahhütlü mektupla veya telgrafla yapılabilirken, bu hüküm gereği sayılan hizmetler KEP aracılığı ile sistemden saniyeler içerisinde yerine getirilebilmektedir.

2. KEP Faydaları

KEP sisteminin, bireyler ve kurumlara sağladığı faydalar aşağıdaki gibi sıralanabilir:

● Tarafsız yasal koruma sağlar, yasal kanıt olarak kullanılabilir.

● Teslim etme ve okunma garantisi sunar, teslim edildikten 24 saat sonra alıcısı tarafından yasal olarak okundu kabul edilir.

● Gönderiye müdahaleyi önler, gönderinin bütünlüğünü güvence altına alır, değiştirilmesi önler.

● Zaman kazandırır, bilgi akışının hızlı ve güvenli ilerlemesini sağlar. Resmi ve ticari yazışmaların hızlanmasını sağlar.

● Kullanım kolaylığı sunar, kurum ve bireyler, şahsen ulaştırılması gereken veya içeriğin bütünlüğünün korunmasını gerektiren işlemleri, KEP ile bilgisayarındaki bir tuş ile kolayca yapabilir.

● Maliyetleri düşürür, kağıt kullanımı, arşivleme, posta ve işlem maliyetlerinin düşmesini sağlar.

● Çevrecidir, kağıt kullanımı ortadan kaldırır. Çevrenin korunmasında katkı sağlar.

● Muhatap bu söz konusu belgeyi almadığını iddia edemeyecek aldığı, okuduğu zamanlarla birlikte hukuki delil niteliği taşıyabilecektir.[8]

C. UETS ile KEP Arasındaki Fark Nedir?

Her iki sistem de kanunla kurulmuş ve kanunla belirlenmiş bir takım muhataplara kullanımları zorunlu kılınmıştır. İki sistem arasındaki temel amaçlar için; postadan kaynaklı yavaş işleyen bürokrasinin hızlandırılması, insandan kaynaklı tebligat sorunlarının ortadan kaldırılması, ülke genelinde yeni bir akım niteliği taşıyan ve ileride ciddi denetimlere ön ayak olacak sıfır atık projeleri gibi çevresel nedenlerden kaynaklı sorunların çözülmesi gibi konular sayılabilir. Bu sebeple kullanımı zorunlu kılınan bu sistemlerinin teknolojinin yeteri kadar yaygınlaşması ile bireylere kadar indirgenebileceği de öngörülebilir bir durumdur. Yine her ne kadar temel fonksiyonları görünüşte aynı olsa da, belli başlı yerlerde bu sistemler keskin bir şekilde ayrılmaktadır.

UETS sisteminin, Elektronik Tebligat Yönetmeliğinin “amaç ve kapsam” başlığı altında düzenlenen 1. maddesinde “Tebligat Kanunu uyarınca tebligat çıkarmaya yetkili makam ve merciler tarafından Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT) vasıtasıyla yapılacak elektronik tebligata ilişkin hususları kapsar.” denilmek suretiyle tek servis sağlayıcısının PTT olduğu, bir başka kuruma bu görevin yüklenmediği belirtilmiştir. PTT’nin bu görevinden ötürü denetlenmesinin aynı yönetmeliğin 27. maddesi ile Adalet Bakanlığı’na verildiği görülmektedir.

Kayıtlı Elektronik Posta Rehberi Ve Kayıtlı Elektronik Posta Hesabı Adreslerine İlişkin Tebliğin “tanımlar ve kısaltmalar” başlığı altında düzenlenen 4. maddesinin ğ bendinde bu hizmetin servis sağlayıcılarının Kayıtlı Elektronik Posta Hizmet Sağlayıcı (KEPHS) şeklinde adlandırılacakları belirtilmiş olup; burada görev verilen tek kurumun PTT olmadığı, KEP sistemi kurmak ve işletmek için kurulan anonim şirket ve 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun hükümlerine göre elektronik ortamda tebligat yapmaya yetkili kılınmış idare KEPHS olmak için başvuruda bulunabileceği belirtilmiştir. KEP sistemini düzenleyen ve denetleyen kurum ise Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)'dur.

Yukarıdaki paragraflardan da görülebildiği üzere; her iki hizmet birbirinden kuruluş aşamasında ve denetim esasları konusunda ayrılmaktadırlar.

Öte yandan KEP sistemi ALICI – GÖNDERİCİ üzerine kurulu bir e-posta sistemidir. KEP sahibi, gerekli şartları taşıması halinde elektronik yolla tebligat gönderme yetkisine ve hakkına da sahiptir. Bu noktada yeni getirilen UETS sisteminden de ayrılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanununu uyarınca Elektronik Tebligat Yönetmeliği de hazırlanmıştır (2013 tarihli). Bu Yönetmelik uyarınca elektronik tebligat adresi edinen kişilerin sadece ALICI oluşu düzenlenmektedir. Söz konusu iki sistem birbirinden farklı olmakla birlikte, mevzuattaki dağınıklık nedeni ile kavram kargaşasına neden olmakta, yönetmelik ve ilgili tebliğler ile birlikte sistemlerin anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Temel fark, Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi (UETS), Kayıtlı Elektronik Posta Sistemi (KEP) yerine artık elektronik resmi tebligat yolu olduğudur. Diğer taraftan Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi (UETS) bir e-posta sisteminden çok, elektronik yolla bilgilendirme servisi şeklinde olacağı, her kullanıcının tek bir sistem kimlik numarası olacağı ve kendisine yapılan resmi tebligatların bu numara üzerinden kullanıcı arayüzü ile oluşturulan sayfaya yönlendirileceği şeklinde tasarlanmıştır. KEP sistemi ise internet üzerinden girilen bir e-posta kutusu şeklinde, gelen bir içeriğe cevap verme yeteneğine de sahip bir uygulamadır. [9]

[1] GÜVEN BEZAZ Yurda, HABERLEŞME ve TARİHÇESİ, s.3 [2] ERDEM Bahadır, Türk Milletlerarası Hukukunda Tebligat, İstanbul 1992, s. 5. [3] MOROĞLU Erdoğan - MUŞUL Timuçin, Tebligat Hukuku, İstanbul 1985, s. 4. [4] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 23.11.2011 gün ve E. 2011/11-554, K. 2011/684 [5] PTT UETS resmi internet sitesi – E-tebligat Nedir? http://www.etebligat.gov.tr/e-tebligat-nedir (07.09.2019) [6] ALTUNDİŞ Mehmet, Hukuki Güvenlik İlkesi, s 61 [7] ALTUNDİŞ Mehmet, Hukuki Güvenlik İlkesi, s 61 [8] http://www.tnbkep.com.tr/kep/kep-kullanmanin-faydalari.html (e.t. 09.09.2019) [9] https://www.linkedin.com/pulse/kay%C4%B1tl%C4%B1-elektronik-posta-sistemi-kep-ile-ulusal-tebligat-umut-saglam/ (e.t. 11.09.2019)